6 Kasım 2014

28 Kasım'da Necip Hablemitoğlu 60 Yaşında

''Doğmak ve ölmek kolaydır, önemli olan arasında geçirdiğiniz zaman, sürdüreceğiniz yaşamdır'' mealinde pek çok şey okuyoruz. Fasaryadan avuntular. Necip Hablemitoğlu doğduktan sonra geçen 60 yıl, bizden ayrı olduğu 12 yıl... Kasım gelince kötü olurum ben, dengesiz tatsız, huysuz aksi biri... Hele de şu Kasım geyiklerine hiç tahammül edemem. Senenin iki ayından, biri Kasım diğeri Aralık, nefret barındıramayan ben nefret ederim. Keşke yıl 10 ay olsa derim. 

Yine lanet zamanlardan geçiyorum, o güzel bakışlı, naif yürekli adam 60 yaşında, ama varlığı yeryüzünün kimbilir neresinde ???


“herşeyden biraz kalır” 
Kavanozda biraz kahve
Kutuda biraz ekmek..
İnsanda biraz acı ... Sen çok kaldın Necip Hablemitoğlu, hem sen hem de acın öyle çok kaldı ki, dağ gibi büyüdü... büyüyor ve büyüyecek


''her düşüş bir yükseliştir, umudunu sararsan aydınlığa...'' demiş biri, kim demiş hatırlayamadım, kalmış aklımda. Şu aydınlık görünse be artık, yılgınlık değil de yorgunluktandır kızgınlığım.
Ne çok izimiz var, yara berelerimiz çok. Çocukken düşüp dizimizi kanattığımız yerler iyileşti, belki az biraz izi kaldı. Büyüdük aşka döndüğümüz yüzümüzü kızarttık, aşklarımızın izi kaldı. Ama öyle kayıplar var ki, bir daha hiç gelmeyecek dediklerimizin ardından gitmek istediğimiz, insanın içini karartan, düşünce yeniden kalkmasına engel olan, en kötüsü hayatın karşısında düşüren... Düştüm de nasılsa bilmem yeniden başka bir hayata başladım, kızdım da bunun için kendime, çok suçladım... Gidenin acısına yeniden başlamanın ağırlığınca acısı da eklendi

Küllerinden doğmak buysa, sessizce ve çaresizce yaşamak zorunda olduğumdandır....

Kanije ve Uyvar için umutlanmak, ateşi ve acıyı çaresizce bastırıyor.. yok etmiyor...


60 yaşın yokluğunda kutlu olsun, yüreğine, aklına sevdalandığım adam...